×
Yivli Minare
Yivli Minare Külliyesi içinde karşılaşılan en ilginç yapı hiç şüphesiz, Antalya’nın en erken İslami yapılarından biri olan Yivli Minare’dir. Yapı aynı adla anılan caminin güneydoğusunda bağımsız bir yapı kütlesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Cami olarak kullanılan mekan ile organik bir bağının bulunmaması, aralarındaki yapısal farklılıklar ve ona göre çok daha anıtsal bir boyuta sahip olması, birlikte tasarlanmadıklarını açıkça ortaya koymaktadır.

Anıtsal boyutu, malzemesi ve günümüzde kısmen korunan bezemeleri ile Anadolu Selçuklu minare mimarisi içinde eşsiz bir yere sahip olan Yivli Minare, Saat Kulesi ve Hadrianus Kapısı ile birlikte Antalya’nın kimliğine mal olmuş, kentin en belirgin simgelerinden biridir. Kaleiçi’nin kuzeyindeki en yüksek noktada konumlanması yanında 38 m yüksekliği ile de etkileyicidir. Minarenin düzgün kesme taş bloklardan oluşan kaidesi, 5 metreyi aşan kenar uzunluğuna ve yaklaşık 6,5 m yüksekliğe sahip dörtgen bir yapıdan oluşturmaktadır. Kaide üzerindeki tüm bölümler kireç harçla örülmüş tuğlalardan inşa edilmiştir. Kaide üzerinde aynı formu tekrarlayan tuğla örgünün köşeleri yaklaşık yarı yükseklikte pahlanarak minare kaidesinin üstte sekizgen bir görünüm kazanması sağlanmıştır. Bu bölümün doğu yüzünde sığ bir niş, güney yüzünde ise aydınlatma amaçlı bir mazgal pencere yer almaktadır. Minarenin gövdeyi taşıyan pabucu, kaide gibi sekizgen bir form gösterir. Yuvarlatılmış köşelerle birbirine bağlanan her bir yüz, tuğla çerçeve içinde altta sivri kemerli, üstte dikdörtgen formlu yazıt alanları içermektedir. Doğu yüzlerden birinde bu yazıtlardan birinin parçası yerinde korunmuştur. Minarenin en etkileyici yeri silindirik gövdesidir. Yukarı doğru belirgin bir şekilde daralan gövdeye, yarım daire formlu sekiz dilim oluşturan tuğlalar ile hareketli bir yapı kazandırılmıştır. 90 basamakla ulaşılan ve yaklaşık gövde çapına sahip şerefenin korkulukları mermer plakalardan oluşturulmuştur. Şerefe üzerindeki, 20. yüzyıl başlarındaki görsel kaynaklarda varlığı görülmeyen silindirik gövde (petek) ve üzerindeki kurşun bir külah 1953 yılı ve sonrası onarımlarında minareye eklenmişlerdir. Minare özgün halinde zengin bir çini kaplamasına sahiptir.