Page 24 - Sarpedon’dan Keykubad’a Bir Zamanlar Antalya
P. 24
Lykegenes: Likyalı Apollon
Işığın, bilimin, hastalıkların, tedavilerin, müziğin, sanatın
ve kehanetin tanrısı Apollon. Tıpkı Dionysos gibi Anadolu top-
raklarında var olmuş ve yine onunkine benzer bir söylenceyle
önce Delos’a ardından Atina’ya transfer olan sarışın tanrı. Ly-
kegenes yani “Likya soylu” olarak anar Homeros onu edebi-
yatın mihenk taşı eseri İlyada Destanı’nda. Dolayısıyla önce
Likya’da doğmuş olmalıdır büyük tanrı. Tüm Likya’yı besleyen
Ksanthos Çayı ile birlikte aynı anda doğurmuştur onu anne-
si güzel saçlı tanrıça Leto. Bu yüzden Letoonlu, Ksanthoslu,
Pataralı, Suralı, Tloslu’dur Apollon yani Likyalıdır. Tanrının ünü
yayıldıkça başka kentler de tapınaklar yapmıştır Likyalı Baş-
tanrıları adına. Bu kentlerden biri Delphos’tur. Patara’yı kuran
İkadios tıpkı Patara’da inşa ettirmiş olduğu bilicilik merkezi gibi
bir tane de buraya yaptırmıştır. Sonra Likyalı büyük şair Olen
gelmiş ilk ilahileri dillendirmiştir Delphos’ta büyük tanrı adı-
na. Likya’dan sonra Delos’un da hükümdarı olmuştur böylece
Apollon ve buradan göçmüştür kıta Yunanistan’a (Işık 2020).
O, sadece ismiyle değil yaptıklarıyla da hem Likyalıların
hem de Anadolu halklarının yanında olmuştur. Bunun en büyük
kanıtı da kuşkusuz Troya Savaşı’dır. Öyle ki bu savaşta bütün
tanrılar kendi çıkarları için yer alsalar da o daima insanlık ve
adaleti savunmuştur.
Apollon, Akhilleus ile savaşında ölen Troyalı Hektor’un cena-
zesiyle alay edip onu babasına vermeyen tanrılara feryat ederek
insancıl yanını göstermiştir.
“Amansız tanrılar, işiniz gücünüz kötülükte sizin!
Ölüyken bile varmıyor Hektor’u kurtarmaya eliniz!
Onu görmesin mi karısı, anası, çocuğu,
Görmesin mi babası Priyamos ve Troya halkı?
Siz şu uğursuz Ahilleus’u tutuyorsunuz ”
23